28 Mayıs 2018 Pazartesi

Agatha Christie Örümcek Ağı

Polisiye edebiyatın kraliçesi Agatha Christie’nin Türkiye’de hiç yayımlanmamış romanı Örümcek Ağı, Altın Kitaplar etiketiyle raflardaki yerini aldı.

Agatha Christie’nin 1954 yılında kaleme aldığı ve Londra’daki Savoy Tiyatrosu’nda 774 kez sahnelenen Örümcek Ağı adlı oyun, Charles Osborn tarafından romanlaştırıldı.

Ünlü bir diplomatın karısının, evinin salonunda bir ceset bulmasıyla başlayan macera, okurları Christie’nin kıvrak zekâsına bir kez daha hayran bırakacak.




Dışişlerinde gelecek vaat eden saygın bir diplomatın karısı olan Clarissa sürekli düş kurmakta, varsayımlar üretmektedir. Yine bir gün, “Aşağıya indiğimde kütüphanede bir ceset bulursam ne yaparım?” diye düşünür.

Ve sonunda ne yapacağını görme şansını yakalar, bir ceset bulur… hem de evinin salonunda. Onu ortadan kaldırma çabası içinde, evindeki konuklardan kendisine destek vermelerini ve suç ortağı olmalarını ister. Ancak tam da cesedi yok edip,katili araştırma çabalarına giriştikleri sırada bir polis müfettişi çıkagelir ve bu gizem dolu olayların başlangıcı olur.

21 Mayıs 2018 Pazartesi

2018 Troya Yılı


Troya’nın UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne kabulünün 20.yıl dönümü ve Avrupa'da Kültür Mirası Yılı ilan edilmesi nedeniyle 2018, ‘Troya Yılı’ ilan edildi. 2018 Troya Yılıboyunca Çanakkale, uluslararası işbirlikleri ve kültür, sanat, bilim ve spor etkinlikleri ile dünyanın buluştuğu bir merkez oluyor.

Çanakkale Valiliği öncülüğünde talep edilen ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından resmi olarak ilan edilen 2018 TROYA YILI boyunca Troya Antik Kenti başta olmak üzere, tüm bölgenin kültürel, doğal, tarihsel değerleri tanıtılmaya devam edecek.

2018 TROYA YILI’NDA ZİYARETÇİ SAYISI 2 KATINA ÇIKTI

Çanakkale’ye ve Türkiye’ye turizm alanında büyük katkı sunması hedefi ile başlatılan '2018 TROYA YILI’ bu kapsamda yürütülen çalışmaların olumlu dönüşlerini almaya başladı. Dünyanın dört bir yanında ve Türkiye’deki bütün fuarlarda tüm detaylarıyla tanıtılan Troya Ören Yeri’ni; turnike geçiş istatistiklerine göre 2017 yılının 1 Ocak - 30 Nisan tarihlerini kapsayan ilk dört ayında, 76 bin 015 kişi ziyaret ederken, 2018 yılında aynı tarihlerde Troya’yı 142 bin 519 kişi ziyaret etti.

2018 TROYA YILI BOYUNCA ÇANAKKALE ULUSAL ve KÜRESEL ÖLÇEKLİ ETKİNLİKLERLE ZİYARETÇİLERİNİ AĞIRLAMAYA DEVAM EDECEK

Öncelikli hedefi Troya’nın bir Anadolu Medeniyeti olduğunu vurgulamak ve tüm dünyaya Troya Efsanesi’ni tanıtmak olan 2018 TROYA YILI, hem ulusal hem de uluslararası misafirlerini ağırlamayı sürdürüyor.

2018 Troya Yılı’nın tüm dünya ülkelerine duyurulması için çalışmalar yürüten Çanakkale Valiliği ve 2018 Troya Yılı Koordinasyon Merkezi yetkilileri, dünyaca ünlü turizm fuarlarına katılım göstererek Troya Antik Kenti başta olmak üzere Çanakkale’nin tüm destinasyon merkezlerini tanıtıyorlar.

2018 TROYA YILI kapsamında Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Kültür ve Turizm Bakanlığı himayelerinde ve koordinasyonunda, yerelde ise Çanakkale Valiliği koordinasyonunda yeni gezi rotaları açılıyor, yıl boyu global ölçekte birbirinden farklı kültür, sanat, bilim ve spor etkinlikleri yürütülüyor.

2018 Troya Yılı ilan edildiği günden bu yana; Uluslararası Homeros Edebiyat Festivali Yazarlar Buluşması, Uluslararası Troya Çocuk Halk Dansları Festivali, Uluslararası Çanakkale Bisiklet Festivali, Uluslararası Troya Kazı ve Araştırma Arkeometri Sempozyumu, Dünyaca ünlü Dostluk ve Barış Rallisi Europa – Orient Rallye Troya Etabı başta olmak üzere uluslararası çapta evsahipliği yaptığı etkinliklerle adından söz ettirdi.

Bugüne kadar global düzeyde katılım ve ziyaretin olduğu Troya Yılı Etkinliklerini; Çanakkale Proje Pazarı, Troya Yemekleri Festivali, Homeros Okumaları, Uluslararası Troya Yelken Yarışması, Açık Su Yarışı, Troya Atı Kısa Film Festivali, Motor ve Yelken Yarışları, Camp Of Troy, Resim ve Fotoğraf Sergileri, Müzik Dinletileri başta olmak üzere uluslararası ölçekli birçok kültür, sanat, edebiyat, bilim ve spor etkinlikleri takip edecek. Herkesi kucaklayacak bu etkinlikler ile dünyanın dört bir yanından ziyaretçilerin Türkiye’de ve Çanakkale'de buluşması sağlanacak.

TROYA MÜZESİ AÇILIYOR

2018 TROYA YILI’nın Türkiye turizmine en kalıcı katkısı ise TROYA MÜZESİ olacak. Troya Ören Yeri girişinde 100 dönüm arazi üzerinde yaklaşık 10 bin m2 kapalı alan üzerinde Troya Müzesi açılacak. Dünyanın en önemli çağdaş arkeoloji müzesi örneklerinden biri olacak olan Troya Müzesi’nin mimari projesi uluslararası saygın bir jüri heyeti tarafından 150’den fazla proje arasından seçildi.

Ülkemiz ve dünya kültür mirası için oldukça önemli bir değere sahip olan Troya’nın,TROYA Müzesi ile uluslararası bir farkındalık üretilerek dünya gündeminde yer alması amaçlanıyor. 5000 yıllık tarihin efsane ve mitlerine ev sahipliği yapacak olan TROYA Müzesi, doğu ve batı kültürlerini Çanakkale’de buluşturarak TROYA medeniyetini dünyaya tanıtacak.

Ailenizde tansiyon sorunu varsa dikkat!


Hipertansiyon dünyada olduğu gibi ülkemizde de daima gündemde kalan önemli bir sağlık sorunu. İstatistiklere göre ülkemizde yaklaşık 3 kişiden biri hipertansiyonla yaşıyor. Bununla birlikte inmeden kalp hastalıklarına,görme sorunlarından böbrek hastalıklarına kadar hayati öneme sahip birçok soruna neden olabiliyor. Dolayısıyla gerekli önlemleri zamanında alabilmek hayati önem taşıyor.

Büyük tansiyonun 140 mmHg, küçük tansiyonun ise 90 mmHg’nin üzerinde olması yüksek tansiyon olarak kabul ediliyor. Ancak son yıllarda oluşan ortak görüşe göre bu sınır daha da azalacak gibi görünüyor. Ülkemizde hipertansiyon oranı yaşla birlikte hızla artıyor ve 40'lı yaşlarda çok daha belirgin hale geliyor. Acıbadem Ankara Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Serkan Duyuler, bununla birlikte özellikle son yıllardaki yaşam tarzında yaşanan değişimlerin hipertansiyonu genç erişkinler için de risk haline getirdiğine dikkat çekiyor. Özellikle 35 yaş altı gruptakilerde ortaya çıkan hipertansiyondan kilo kontrolü gibi alınacak diğer önlemlerle korunmak mümkün olabilirken gençler, böyle bir sorunla yüzyüze olduklarını düşünemedikleri için tedavi arayışına girmiyor...

Dr. Serkan Duyuler gençlerde hipertansiyon artışına neden olan etkenleri ve korunma yöntemlerini sıraladı...

1- Genetik yatkınlık: Hipertansiyonun ortaya çıkmasında genetik etkenlerin önemli olduğu biliniyor. Ancak genetiğin tansiyonun başlangıç yaşına ne denli etki ettiği tam olarak bilinmiyor. Bu grupta yer alan kişiler için hastalığın önüne geçmek mümkün olmamakla birlikte riskin doğru tespit edilmesinin ardından semptomların başlangıcını ötelemek mümkün olabiliyor. Ayrıca düzenli kan basıncı takibiyle hipertansiyon yönetilebiliyor. Dolayısıyla özellikle birinci derecede hipertansiyonu olan kişilerin 18 yaşından itibaren her doktor ziyaretinde ve yılda en az 2 keztansiyonlarını ölçtürmeleri gerekiyor.

2- Fazla kilo/ obezite: Sağlıksız beslenme alışkanlıklarının sonucu ortaya çıkan obezitenin metabolik bozukluklara yakalanma riski arttığı gibi hipertansiyon için de çok ciddi risk oluşturuyor. Özellikle son yıllarda gençlerde hatta çocuklarda inanılmaz bir ivmeyle artan obezite hipertansiyonun daha erken yaşlarda da ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Korunmak için de beden kitle indeksinin normal sınırlarda seyretmesi gerekiyor. Çünkü her verilen 10 kg. sistolik (büyük) tansiyon değerinde 5 ile 20 puanlık azalma sağlıyor. Bu nedenle boy, kilo ve cinsiyete göre kiloyu korumak gerekiyor.

3- Beslenme alışkanlıkları: Yağdan zengin bir beslenme ve aşırı tuz tüketimi hipertansiyon gelişme riskini artırabiliyor. Önlem almak için kalbi koruyucu beslenme düzeni, hem yemek yeme hem de pişirme alışkanlıklarına sahip olmak gerekiyor. Diyetinize mümkün olduğunca sebze ve meyveyi eklemek, tuz tüketimini azaltmak önem taşıyor.

4- Yetersiz fiziksel aktivite: Hareketsiz yaşamanın günümüzde birçok önemli sağlık sorununda olduğu gibi genç erişkinlerdeki hipertansiyon için de önemli bir risk faktörü olduğunu söyleyen Dr. Serkan Duyuler şöyle konuşuyor: “Özellikle genetik eğilim, fazla kilo gibi risk faktörlerine sahip olan kişilerde egzersiz yetersizliği riskin katlanmasına neden oluyor. Aktif bir yaşam sürmenin dışında gün içinde en az yarım saat olmak üzere düzenli yürüyüş yapmak gerekiyor. Bu aynı zamanda kilo kontrolüne yardımcı oluyor.”

5- Sigara kullanmak: Vücudun hemen tüm organ ve sistemlerine zararı olan sigara kullanmak hipertansiyon için de önemli risk faktörlerinin başında geliyor.Yapılacak tek şey, sigaradan uzak durmak!

6- Kardiyovasküler sorunlar: Farklı nedenlerden dolayı kalp damarlarının tıkanması, daralması kan akımına engel olacağı için hipertansiyonun gelişmesine neden olabiliyor.Dolayısıyla kardiyovasküler hastalıklar açısından risk altında bulunan gençlerin hipertansiyon konusunda da dikkatli olması gerekiyor. Bu anlamda yaşam tarzında yapılacak her türlü iyileştirme hipertansiyon gelişme riskini de düşürüyor.

7- Böbrek hastalıkları: Kardiyoloji Uzmanı Dr. Serkan Duyuler, böbreklerde ortaya çıkabilecek herhangi bir sorunun vücutta aşırı tuz tutulumuna dolayısıyla da gençlerde hipertansiyona neden olabileceğini söylüyor. Bu grupta yer alan kişilerin hipertansiyon açısından da kontrol altında tutulması önem taşıyor.

16 Mayıs 2018 Çarşamba

Beyşehir Gölü ve havzası

Beyşehir Gölü ve havzası

Beyşehir Gölü ve gölün su toplama havzası, Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) Kırmızı Liste ölçütlerine göre koruma önceliğine sahip 12 türün yuvası. Dünya Doğayı Koruma Birliği’nin resmi internet sitesine göre bu türlerin 7’si tehlikede (EN), 2’si hassas (VU), 2’si tehlike altına girmeye yakın (NT) ve 1’i için yeterli veri yok (DD) olarak sınıflandırılıyor. Öte yandan, dünya üzerinde sadece Beyşehir Gölü’nde yaşamış olan göğce balığının (Alburnus akili) nesli ise uzmanlara göre tamamen tükendi. Bilim insanları göldeki diğer 12 türün akıbetinin de göğce balığına benzemesinden endişe ediyor.

Doğa Derneği, Konya’nın Beyşehir Gölü’ndeki on iki nesli tehlike altındaki balık türünün yaşayabilmesi için Küresel Çevre Fonu Küçük Destek Programı (GEF) desteğiyle 2016 yılından beri çalışıyor. Derneğin ve balık uzmanlarının alanda yaptığı saha araştırmalarına göre bu çok nadir türlerin yaşayabilmesi için gölü besleyen pınarların etkili bir şekilde korunması gerekiyor. Göldeki doğal yaşam koşullarını kaybetmiş olan bu nadir balık türlerinin dağılışı, gölü besleyen dere yataklarına ve pınarlara sıkışmış durumda. Balıklar için büyük öneme sahip pınarların başında aynı zamanda arkeolojik sit olarak korunan Eflatunpınar Hitit Anıtı geliyor. Balık türleri özellikle göle sonradan aşılanan yabancı türler nedeniyle azalıyor. Balıkların aşamadığı setler, barajlar, deşarj ve sulama kanalları, elektroşokla avlanma, fabrika ve kanalizasyon atıkları diğer tehditler olarak gözleniyor.

Doğa Derneği Genel Koordinatörü Dicle Tuba Kılıç yaptığı açıklamada: “Pek bilinmese de, Konya’nın gölleri ve akarsuları Anadolu’nun ve dünyanın en önemli tatlı su balığı yaşam alanları arasında. Beyşehir ise balık çeşitliliği bakımından benzersizliği ile dünya çapında çok önemli bir yere sahip. Bu balıkların bazılarının boyları belki çok küçük ama tıpkı kaplanlar ve pandalar kadar tehlike altındalar. Nesli tehlike altındaki Beyşehir sirazı, kızılkanat, yağ balığı ve kaya balığı bunlardan bazıları. Balık türleri üzerindeki en ciddi tehdidi göle sonradan aşılanan türler oluşturuyor. Örneğin, dünya üzerinde sadece Konya Beyşehir’de yaşamış olan göğce balığı bu nedenle yok olmuş durumda. Fakat gölde yaşayan on iki balık türü için halen umut var. Nesli tehlike altındaki balıkların Beyşehir’deki en önemli yaşam alanlarından biri, yaşı günümüzden yaklaşık 3300 yıl öncesine uzanan Eflatunpınar Hitit Anıtı’nın su kaynağı. Beyşehir Gölü’nü besleyen Eflatunpınar ve diğer pınarların içerisinde nesli tehlike altındaki balıklar yaşamlarını sürdürmeye devam ediyor.” dedi.

Kılıç sözlerine şöyle devam etti: “Çalışmalarımız sonucunda Beyşehir Gölü Havzası’nın nadir balıkları için Türkiye'de ilk defa birden fazla türü kapsayan bir koruma planı hazırladık. Koruma planında yer alan önerilere doğrultusunda acilen önlem alındığı ve Beyşehir Gölü’nü besleyen pınarlar koruma altına alındığı takdirde, bu türlerin yaşayabilmesi mümkün. Aksi halde ne yazık ki tıpkı göğce balığı gibi bu türleri de kaybedebiliriz. Gölün yuva olduğu nadir balık çeşitliliğini sürdürmesi ve yöre insanının doğayı koruyan kadim üretim yöntemlerini devam ettirmesi için bölgedeki çalışmalarımız devam edecek. Konya ilinin tüm karar vericilerini bu eşsiz canlıların değerini görmeye ve yaşamaları için gerekli önlemleri almaya davet ediyoruz, onların yaşamından hepimiz sorumluyuz.”

Ferda İzbudak Akıncı

Ödüllü yazar Ferda İzbudak Akıncı’nın kendi yazma serüveninden yola çıkarak kaleme aldığı Yazma Dersleri, yazma ve yaratma sürecine odaklanan denemeleri ile kendi eserlerini üretmek isteyenlere rehberlik ediyor.

Yazma Dersleri, Delidolu'nun kurmaca dışı kitaplar koleksiyonunun beşinci; "Okumak" temasının ise ikinci kitabı. Ferda İzbudak Akıncı’nın kendi yazma serüveninden yola çıkarak kaleme aldığı bir deneme kitabı olan Yazma Dersleri, yazar adaylarının yolunu aydınlatıyor.

Ferda İzbudak Akıncı’nın yazma ve yaratma sürecine dair fikir ve tavsiyelerinin yer aldığı kitap, sanatın edebiyat ile ilişkisi, yazma pratiği, karakter yaratma gibi pek çok konuya eğiliyor.

30 yıllık yazarlık serüveninde, dünyayı ve hayatı edebiyat aracılılığıyla tanıdığına, anladığına ve sevdiğine vurgu yapan yazar, kendi düşüncelerinin yanı sıra usta yazarların edebiyat deneyimlerinden de örnekler vererek yazar adaylarına kılavuzluk ediyor.

“İlle de yazmak gerekiyor. Dönüp dönüp okumak, düzeltmek, geliştirmek ve gerekiyorsa budamak… Yani üstünde çalışmak. En azından ustalaşıncaya dek. Sonrasında her yiğidin bir yoğurt yiyişi, her ustanın kendine özgü yazma biçimi var.”

Künye
Yazma Dersleri
Deneme, Yetişkin
Delidolu Yayınlar
Yazan: Ferda İzbudak Akıncı
Fiyat: 18,00 TL
Baskı Detayları: 184 sayfa, holmen, karton kapak, 13,5x19,5 cm

Yazar Hakkında
İzmir’in Dikili ilçesinde doğdu. Ege Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi’nde yükseköğrenim gördü. Uzun yıllar şiir yazdı. 1990 yılından bu yana öykü, masal ve roman yazıyor. Öyküleri, yazarlarla söyleşileri ve kitap eleştirileri Adam Öykü, Damar, Pencere, Agora, Varlık gibi çeşitli dergilerde yayımlandı. Yazar, Türkiye Yazarlar Sendikası, Edebiyatçılar Derneği ve PEN üyesidir. Orhan Kemal, Samim Kocagöz, Ömer Seyfettin, Halkevleri Edebiyat, SES, Necati Cumalı, Tudem Edebiyat öykü ödüllerini kazandı.

15 Mayıs 2018 Salı

TARİHİN MERKEZİNE SEYAHAT


TARİHİN MERKEZİNE SEYAHAT:
FOTOĞRAF VE OSMANLI KÖKLERİNİN YENİDEN KEŞFİ (1886)”

Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi’nde (ANAMED) 10 Mayıs–30 Eylül 2018 tarihlerinde ziyaretçilerle buluşmaya devam edecek olan ve II. Abdülhamid’in Almanya şansölyesi Otto van Bismarck’a hediye ettiği üç cilt fotoğraf albümüne odaklanan “Tarihin Merkezine Seyahat: Fotoğraf ve Osmanlı Köklerinin Yeniden Keşfi (1886)” sergisinin İngilizce makalelerden oluşan derlemesi, OTTOMAN ARCADIA: The Hamidian Expedition to the Land of Tribal Roots (1886) yayımlandı. Prof. Selim Deringil, Doç. Dr. Ahmet Ersoy, Dr. Berin Gölönü, Prof. Reşat Kasaba, Sinan Kuneralp, Prof. T.G. Otte, Prof. Beatrice St. Laurent ve Dr. Deniz Türker tarafından kaleme alınan kitabın editörlüğünü Bahattin Öztuncay ve Özge Ertem üstlendi. ANAMED tarafından yayımlanan kitapta, fotoğraf üzerinden imparatorluğun kuruluş mekânları ve tahayyülleri inceleniyor.

ANAMED’de ziyaretçiyle buluşan “Tarihin Merkezine Seyahat: Fotoğraf ve Osmanlı Köklerinin Yeniden Keşfi (1886)” sergisinin İngilizce yayını raflardaki yerini aldı. Editörlüğünü serginin küratörlerinden Bahattin Öztuncay ile birlikte Özge Ertem’in üstlendiği kitap, sergiyle paralel olarak Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş mekânlarıyla, bu mekânlara geçmişte ve 19. yüzyılda verilen anlamlara değiniyor.

Kitap, serginin küratörlerinden Ahmet Ersoy ve Deniz Türker’in yanı sıra Selim Deringil, Berin Gölönü, Reşat Kasaba, Sinan Kuneralp, T.G. Otte ve Beatrice St. Laurent gibi alanlarında uzman araştırmacı ve akademisyenleri bir araya getirdi. Kitapta yer alan makaleler, kuruluş tahayyüllerini, Anadolu yürükleri üzerinden tarih, hafıza ve temsil ilişkisini, imparatorluğun ilk yerleşimlerindeki anıtlar ve mimari eserlerin yanı sıra geç 19. yüzyıl Avrupa ve Osmanlı diplomasisini inceliyor.

Ayrıca sergide yer alan fotoğraf ve eserlerin birçoğu yine yüksek kalitede baskılarıyla kitapta ek bir bölüm hâlinde okuyucularla buluşuyor. Kitabın Türkçe çevirisi, önümüzdeki aylarda yine ANAMED tarafından yayımlanacak.

Künye Bilgisi:
OTTOMAN ARCADIA: The Hamidian Expedition to the Land of Tribal Roots (1886)

Editörler: Bahattin Öztuncay, Özge Ertem

Yazarlar: Prof. Selim Deringil, Doç Dr. Ahmet Ersoy, Dr. Berin Gölönü, Prof. Reşat Kasaba, Sinan Kuneralp, Prof. T.G. Otte, Prof. Beatrice St. Laurent ve Dr. Deniz Türker

Yayın Evi: ANAMED

Çeviri ve Transkripsiyon: Umur Çelikyay, Tomas Terziyan, Vural Genç

Yayın koordinasyon: Özge Ertem, Alican Kutlay

Tasarım: Yeşim Demir Pröhl

Fotoğraflar: Hadiye Cangökçe

Fiyat (KDV Dâhil): 100 TL

ISBN: 978-605-2116-48-7

Ana Kategori: Tarih, Osmanlı Tarihi, Fotoğraf Tarihi

Ebat: 24 X 30 cm

Sayfa Sayısı: 180

14 Mayıs 2018 Pazartesi

Pera Müzesi Müzeler Haftası


Pera Müzesi, Müzeler Haftası ile 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı eğlenceli atölyeler, film gösterimleri ve çeşitli indirimlerle kutluyor. Liseli yazarların ödüllü hikayelerinden oluşan bu yılki Suna Kıraç Öykü Yarışması kitabı da, önceki senelerin kitapları gibi Pera Müzesi’nin dijital platformlarında edebiyatseverlerle buluşuyor. 18-19 Mayıs tarihleri arasında Pera Café ve Artshop’ta indirimli alışveriş ve müzeye ücretsiz giriş imkanları ziyaretçileri bekliyor.

Pera Müzesi, Müzeler Haftası ile Gençlik ve Spor Bayramı’nı 18 ve 19 Mayıs tarihleri arasında düzenlediği bir dizi etkinlikle kutluyor. Pera Eğitim, gençlere ve yetişkinlere yönelik Kağıttan Terlikler atölyesi düzenlerken, Pera Film Okulda Deniz Kazası (My Entire High School Sinking into the Sea) filmini ücretsiz gösteriyor.

Pera Müzesi Müzeler Haftası kapsamında 18 Mayıs Cuma günü tüm ziyaretçilere, 19 Mayıs Cumartesi günü ise tüm öğrencilere ücretsiz!
Pera Film'den macera dolu bir program!

Pera Film, 18-19 Mayıs tarihleri arasında Okulda Deniz Kazası (My Entire High School Sinking into the Sea) adlı filmi gösteriyor. Dash Shaw'ın ilk uzun metrajlı bu animasyon filmi, hem gençlik filmlerinden hem de felaket filmlerinden referanslar içeriyor. Jason Schwartzman, Lena Dunham, Reggie Watts, Maya Rudolph ve John Cameron Mitchell gibi isimlerin seslendirdiği filmin gösterimleri, 18 Mayıs Cuma günü saat 20:00’da, 19 Mayıs Cumartesi günü saat 15:00’da ücretsiz gerçekleşiyor.

Glasxs Yemen Türküsü


Alternatif müzik sahnesinin yeni isimlerinden Glasxs, büyüleyici
“Yemen Türküsü” yorumunu Epic Istanbul etiketiyle bugün yayımladı!




Kendisini “doğa ile robotları bir araya getiren indie-electronica müzisyeni” olarak tanımlayan Glasxs, kalıpları yıkan müzikal perspektifiyle dinleyicilerin zihninde hızla yer etmeyi başarıyor. Başlıca ilham kaynakları arasında Radiohead, James Blake, Portishead ve Lykke Li gibi vizyoner sanatçıların yer aldığı Glasxs, prodüksiyonu tamamen kendisine ait olan 2016 çıkışlı ilk albümü “Planet Reverse” ile profesyonel müzik kariyerine başladı. Çok sevilen bir Mehmet Güreli şarkısı olan “Kimse Bilmez”e getirdiği özgün yorumla yerli sahnede hayli ses getiren ve tüm dikkatleri üzerine toplayan Glasxs, 2018 başında Sony Music Türkiye’nin alt kuruluşu olarak faaliyet göstermeye başlayan Epic Istanbul’un dinamik kadrosuna dahil oldu. Genç sanatçı, yılın ilk çıkışını “Yemen Türküsü” ile yapmış olmakla birlikte, yine Epic Istanbul aracılığıyla önümüzdeki aylarda yayımlanacak olan ikinci stüdyo albümünün hazırlıklarını sürdürmektedir.



Indie, electronica ve trip-hop ekseninde gezinen canlı performanslarıyla da dinleyicileri kendisine hayran bırakan Glasxs, bugüne değin Salon İKSV, Peyote Nevizade, Bronx, Karga, Kadıköy Sahne, Peyote Cennet Bahçesi, IF Performance Hall, Peyote Eskişehir gibi yerli sahnenin en öne çıkan mekanlarında, İstanbul Caz Festivali, IndieCity, Nilüfer Müzik Festivali gibi festivallerde, ayrıca Londra’da The Beehive ve Women of Electronica’da, Berlin’de ise Saarbach Gallery’de sahne almıştır.