28 Haziran 2018 Perşembe

Kiva Bomonti

Anadolu’nun geleneksel reçetelerini özüne sadık kalarak hazırlayan ve yöresel yemekleri günümüze taşıyan Kiva, geniş bahçesi ve zengin menüsü ile yaz akşamları için keyifli bir ortam sunuyor.

Akşam saatlerinde misafirlerini meyhane konsepti ile ağırlayan Kiva, bomontiada avluya hakim dış alanında doyumsuz sohbet masalarına ev sahipliği yapıyor. İmza yemeklerinin yanı sıra meze çeşitleri ile de oldukça iddialı olan Kiva, Anadolu mutfağının geniş lezzet yelpazesini masalara taşıyor. Humus, topik, fava, fellah köftesi, yoğurtlu atom, mercimek dondurma, acılı ezme gibi klasikleşen mezelerin yanı sıra Kiva, kendi yorumunu kattığı özgün sunumları ile farklı lezzetleri de misafirleri ile buluşturuyor.Hatay mutfağının yıldızlarından abagannuş, Gürcü mutfağının özgün tatlarından cevizli patlıcan, Çerkez salatası, dil söğüş, közlenmiş al biber, Ege’nin taze otlarıyla hazırlanan Nuraniye,Akdeniz’in ünlü mezelerinden tahinli tarator, cacık, patatesli salatalık ve şakşuka Kiva farkı ile tadılması gereken meze çeşitleri arasında yer alıyor.

Mevsimin taptaze ürünleriyle pişirilen zeytinyağlılar, ana yemekler, salatalar, ara sıcaklar ve tatlılar eşliğinde kentin merkezinde ama bir o kadar da kentin karmaşasından uzak samimi ve rahat bir ortam Kiva Bomonti, yaz akşamlarında açık havada keyifli vakit geçirmek isteyen misafirlerini bekliyor.

Rezervasyon için: 0212 296 20 08

Medya ve Diğer Şeyler

“Pıtırcık” serisi ile tanınan Fransız karikatürist Jean-Jacques Sempé, Desen Yayınları etiketiyle yayımlanan kitabı Medya ve Diğer Şeyler ile medyanın insanlar üzerinde bıraktığı tahribatı muzip bir üslupla ele alıyor.

Fransız karikatürist Jean-Jacques Sempé, Medya ve Diğer Şeyler ile bu kez kendine has ince çizgileriyle medyayı mercek altına alıyor. İçinde yaşadığımız çağa nüktedan bir gözle yeniden bakmamızı sağlayan Sempé, iletişimsizlik sorununu ve buna bağlı olarak toplumda gelişen kültürel ve sosyal değişimleri mizahla yorumluyor.

Yer yer kısa cümlelerle tamamlanan, her yaştan okura seslenen usta işi karikatürler, medyayı eleştirel bir süzgeçten geçiriyor. Sempé’nin yarattığı karikatür evreni, kimi zaman hemen köşe başındaki gazete bayisinin dergi raflarında, kimi zaman çiftçi bir ailesinin evinde, kimi zamansa akşam yemeği sofrasına eşlik eden “Dünyada Açlık Sorunu” başlıklı bir haberde hayat buluyor.

Çoksatan kitapları ve sansasyonel karikatür çalışmalarının yanı sıra New York Times, Paris Match, New Yorker gibi gazete ve dergilere yaptığı çizimlerle tanınan Sempé,Medya ve Diğer Şeyler’de, medyanın tutumunu yalın çizgiler kullanarak derinlikli bir şekilde yansıtıyor.


“Tek dileğim, medyanın gözü önünde büyüsün.”


Sempé Hakkında

1932 yılında, Fransa’nın Bordeaux kentinde doğdu. Sınavlarında başarılı olamayınca 14 yaşında okulu bıraktı. Yaptığı iş başvurularına olumlu yanıt alamadı, ufak tefek çeşitli işler yaptı. İkinci Dünya Savaşı’nda orduya katıldı. Ordudan ayrıldıktan sonra Paris’e taşındı ve hayatının büyük bir bölümünü burada geçirdi. Kariyerine, gazetelerde yayımlanan mizahi karikatürlerle başladı. Bu sırada, yolu Fransız çizer René Goscinny ile kesişti ve birlikte Pıtırcık karakterini yarattılar. Pıtırcık’ın serüvenleri Sempé’yi büyük bir üne kavuşturdu. Hayli üretken bir sanatçı olan Sempé, bu başarısının ardından birçok esere imza attı, işleri oldukça prestijli gazetelerde yayımlandı. Neredeyse hiç çizim eğitimi almadı, buna rağmen dünyanın en ünlü karikatüristlerinden biri oldu. Hâlâ Paris’te yaşamaktadır.

21 Haziran 2018 Perşembe

LAVANTA FESTİVALİ

Felsefesi; insanların hayatlarına dokunmak ve fark yaratmak olan FOODMORNING, 22-24 Haziran tarihlerinde Zorlu Center’da Lavanta Festivali düzenliyor.

Festivalde sağlıklı beslenmenin vurgulanacağı tema ile çeşitli atölyeler düzenlenecek. Lavanta Festivalinde yer alan atölyelere katılım ücretleri TOÇEV’in, kadınlarımıza arıcıkla

ilgili eğitimler vererek meslek sahibi olmalarını sağlamak için hayata geçireceği “Emeğe Değer” projesine aktarılacak.

Vakıf başkanımız Ebru UYGUN’un da Ebru atölyeleri ile katılacağı festivalde, Kids in The Kitchen ile çocuklara, Foodmorning ile yetişkinlere sağlıklı beslenmenin önemi anlatılacak. Green Mall ile Terrarium atölyesi gerçekleşirken, İstanbul Cerrahi Hastanesi’nin uzman doktorlarının katılımıyla alerji üzerine test ve bilgilendirmeler yapılacak. Ayrıca Av. Mert VAN eğlenceli gerçek hukuk hikâyeleri üzerine sohbetiyle yer alacak.

23 Haziran Cumartesi akşamı ise eğlencenin dozu artarak önce 19:30’da Melisa KARAKURT, 20:00’de ise Kürşat BAŞAR Konserleri ile devam edecek. Saat 21:00’de ise muhteşem bir tango gösterisi ile 22:00’ye kadar sürecek.

Üç gün boyunca atölyeler ve satış stantlarının açık olacağı, sağlıklı beslenme ve lavanta üzerine kaynağından doğru bilgilerin paylaşılacağı festivale giriş ve konserler ücretsiz, atölyelere katılım TOÇEV’in “Emeğe Değer” projesine aktarılmak üzere ücretli olacak.

20 Haziran 2018 Çarşamba

GurmeFest 2018


GurmeFest 2018

Birbirinden gurme lezzetleri müzik ve eğlence ile bir araya getirerek ziyaretçilerine unutulmaz bir festival deneyimi yaşatan GurmeFest İstanbul bu yıl dolu dolu içeriği ile ziyaretçilerini ağırlamaya hazırlanıyor.

Lezzet, Müzik ve Eğlence Dolu 3 Gün

Gastronomiyi müzik ve eğlence ile bir araya getiren GurmeFest İstanbul, bu yıl 5 – 7 Ekim tarihlerinde Sarıyer’in eşsiz doğasında ziyaretçilerini ağırlayacak. Festival ziyaretçileri şehrin koşuşturmasından uzakta geçirecekleri 3 gün boyunca doğanın bir parçası olmanın keyfini çıkarırken lezzetleri tadımlama deneyimini yaşayacak, usta şeflerin mutfak atölyelerinde yer alacak. Ziyaretçiler gastronomi deneyimlerinin yanı sıra açık hava etkinlikleri ile her anın tadını çıkarabildikleri dolu dolu 3 gün geçirecek.

Geçtiğimiz yıl sahne alan ünlü isimler ile ziyaretçilerine lezzetli müzik deneyimi de yaşatan GurmeFest İstanbul, 2. yılında ise birbirinden ünlü isimleri sahnesinde ağırlamaya hazırlanıyor.

Workshop ve Atölyeler ile Gastronomi!

GurmeFest İstanbul’da lezzet markalarının yanı sıra önemli mutfak akademilerinin usta şefleri festival boyunca çeşitli workshoplarla ile yer alacak. GurmeFest’in ilk yılında Beykent Üniversitesi, Özyeğin Üniversitesi, Gelişim Üniversitesi, Okan Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi gibi Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinin Gastronomi Bölümü öğrencileri Gastroshowlar, söyleşiler, workshoplar, etkinlikler ve bir birinden gurme lezzetler ile festivalde yer aldı.

Gastronomi ilgilileri bu yıl da festival boyunca uzman konuk, akademisyenler ve usta şeflerin liderliğinde söyleyişi, panel ve demonstrasyonlara katılım sağlayarak sektörün en önemli isimlerinin yer aldığı atölyelere katılım şansı elde edecekler.

Festivalin Bu yıl ki Teması “Birlikte Tadıyoruz”

GurmeFest İstanbul, “Birlikte Tadıyoruz” mottosu ile bu yıl tüm lezzet severleri aynı masada buluşturmaya hazırlanıyor. Festival alanında yer alan “uzun masa” tüm lezzet severleri bir araya getiriyor.

Ziyaretçiler Event Garden bahçelerinde, GurmeFest’in uzun masasında buluşuyor, birlikte tadıyor, bol bol dans edip şarkı söylüyor, festival alanında hiç tanımadıkları ziyaretçiler ile unutulmaz kalabalık sofraları tekrar deneyimliyor.

GurmeFest İstanbul biletleri Mobilet’te.

“Bacağınızı Biraz Çeker Misiniz?”


İstanbul Modern Sinema, Türk Tuborg A.Ş.’nin katkılarıyla, bu yıl öne çıkan kadın yönetmenlerin filmlerinden bir seçki sunuyor. “Bacağınızı Biraz Çeker Misiniz?” adlı seçki, Oscar’a damgasını vuran “MeToo” hareketinden 71. Cannes Film Festivali’ndeki kadın eylemine uzanan, sinema endüstrisindeki kadın hakları ve ayrımcılığının gündem olduğu bir dönemde kadın yönetmenlerin gözünden kadın mücadelesini aktarıyor.

Kadın yönetmenlerden kadın hikayeleri

Programda; bu yıl senaryosundan oyunculuğuna, film eleştirmenleri tarafından övgüyle bahsedilen, çeşitli ödüllere layık görülen Pelin Esmer’in dördüncü uzun metrajı İşe Yarar Bir Şey, her filmiyle büyük merak uyandıran, çağdaş Avrupa sinemasının en özel yönetmenlerinden Claire Denis’nin orta yaşlı, sanatçı bir kadının (Juliette Binoche) “gerçek aşkı” bulma arayışını alaycı bir dille aktardığı filmi İçimdeki Güneş yer alıyor. Naomi Kawase’nin zarif ve ince yönetmenliğiyle, görme duyusunu kaybetmekte olan bir adamla görme engelliler için filmlere sesli anlatım metni yazan bir kadının hikayesini anlattığı Radiance ve Dee Rees'in dört dalda Oscar adayı filmi Savaştan Sonra da sinemaseverlerle buluşuyor.

Pervane de gösterimde

Yılın en çok konuşulan animasyonlarından Pervane de seçkide yer alan bir diğer film. Mükemmel bir kadın işbirliği örneği olarak tanımlanan, Deborah Ellis’in çok satan kitabından uyarlanan, Angelina Jolie’nin yapımcılığını üstlendiği, Pervane, Nora Twomey’in ilk yönetmenlik denemesi. Afganistan’da 11 yaşındaki Pervane’nin babası Taliban rejimi tarafından hapsedilince saçlarını kesip bir erkek çocuğu gibi ailesini geçindirmesini izlerken hikaye anlatmanın, aktarmanın ne kadar hayati bir rolü olabileceğini de gösteriyor.


BACAĞINIZI BİRAZ ÇEKER MİSİNİZ?

21 Haziran- 1 Temmuz, 2018

AVA, 2017
İran, Kanada, Katar
Yönetmen: Sadaf Foroughi
Oyuncular: Vahid Aghapoor, Parnian Akhtari, Sarah Alimardani

Ava, Tahran’da ailesiyle birlikte yaşayan, oldukça programlı bir hayatı olan bir lise öğrencisidir. En büyük tutkularından biri keman çalmak olan Ava da her genç gibi arkadaşlarıyla vakit geçirmekten keyif alır. Kendi yaşındaki bir oğlanla görüştüğünü öğrenen annesi duruma aşırı tepki göstererek Ava’yı jinekoloğa götürür. Olayın travmasını atlatamayan Ava, annesinin de kendi yaşındayken yaptığı “uygunsuz” davranışları öğrenince, keman derslerini atlatmaya ve okulda düzeni bozacak davranışlarda bulunmaya başlar. Annesinin koyduğu sınırlar daraldıkça, Ava’nın başkaldırısı ve özgürlüğüne olan özlemi de katlanarak artacaktır.

AŞKIN GÖZÜ, 2017
Japonya, Fransa
Yönetmen: Naomi Kawase
Oyuncular: Masatoshi Nagase, Ayame Misaki, Tatsuya Fuji

Geçtiğimiz yıl Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye’ye aday gösterilen ve Evrensel Jüri ödülüne layık görülen Aşkın Gözü, görme engelliler için film betimlemesi yapan Misaki ile hastalığı nedeniyle zamanla görme yetisini kaybetmekte olan ünlü fotoğrafçı Masaya’nın hikayesini anlatıyor. Misaki’nin filmde gördüklerini olabildiğinde kusursuz ve dengeli bir şekilde kelimelere dökme çabasını dinleyen test grubuna dahil olan Masaya’nın Misaki’nin betimlemelerini acımasızca eleştirmesiyle gergin başlayan ilişkileri zaman içinde empatik ve sevgi dolu bir yere doğru gidiyor. Naomi Kawase’nin kendine özgü tarzıyla akıcılık kazanan Aşkın Gözü, başkalarını daha iyi anlamak için bakış açımızı genişletmenin ve iletişim kurmanın yeni yollarını araştırıyor.


DOKUNMA BANA, 2018

Romanya, Almanya, Çek Cumhuriyeti, Bulgaristan, Fransa

Yönetmen: Adina Pintilie

Oyuncular: Laura Benson, Tómas Lemarquis, Christian Bayerlein

Adine Pintilie bu ilk uzun metrajlı filminde mahremiyet sorunları yaşayan bir kadının kendisinin ve karşısındakilerinin bedeniyle barışıp fiziksel özgürlüğüne ulaşabilmek için verdiği mücadeleyi, gerçek ile kurgu arasındaki ince çizgide mekik dokuyarak ele alıyor. Tabuların yıkılıp bedensel ve algısal sınırların zorlandığı ve alışılagelmişin dışındaki yöntemlerle mahremiyet olgusunun irdelendiği bu etkileyici drama, bu yılki Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı’ya layık görüldü.



GİZEMLİ DİL, 2017
ABD
Yönetmen: Catherine Eaton
Oyuncular: Catherine Eaton, Michael Simpson, Laurabeth Rapaz

Ücra bir adada yaşayan Liv, yıllar süren sessizliğini bozarak Shakespeare’i andıran sözcüklerle örülü bir dille konuşmaya başlar. Adaya getirilen bir nörolog ise Liv’in bu durumunu psikolojik bir hastalık olarak görür ve tedavi için hastaneye yatırır. Ancak Liv bu farklılığını sonuna kadar savunmayı bırakmayarak tedaviyi kabul etmeyecek ve özgürlüğünü kazanabilmek için büyük bir mücadeleye girecektir. Catherine Eaton’ın hem yönetmenliğiyle hem de başrol oyunculuğuyla cesur bir kadın portresi çizdiği bu ilk uzun metrajlı filmi, günümüz toplumundaki tüm ötekileştirilmişlerin seslerini duyurabilmeleri için bir çağrı niteliği taşıyor.

İÇİMDEKİ GÜNEŞ, 2017
Fransa
Yönetmen: Claire Denis
Oyuncular: Juliette Binoche, Xavier Beauvois, Philippe Katerine, Gérard Depardieu

Fransa’nın cesur ve tartışma yaratan auteur yönetmenlerinden Clarie Denis, bu kez otobiyografik sayılabilecek bir film ile karşımıza çıkıyor. Juliette Binoche’un usta oyunculuğu ile hayat bulan 50’li yaşlarındaki tanınmış ressam Isabelle, hayatının bu döneminde romantizm ve tutkuyu ararken her seferinde hayal kırıklığına uğruyor. Karşısına birbirinden ruhsuz, kaba, içine kapanık veya kendini beğenmiş erkekler çıkıyor ve Isabelle her birine fırsat verdikten sonra gözlerini devirerek hayatına girdikleri gibi çıkmalarını sağlıyor. İçimdeki Güneş, alaycı bir dille kaleme alınmış senaryosu ile öne çıkan, zekice tasarlanmış, çarpıcı bir taşlama.



İŞE YARAR BİR ŞEY, 2017
Türkiye
Yönetmen: Pelin Esmer
Oyuncular: Başak Köklükaya, Öykü Karayel, Yiğit Özşener

Gece treninde yolları kesişen iki yabancı. Şair Leyla, yıllar sonra lise arkadaşlarıyla buluşmaya gidiyor, Canan ise bir hemşirelik “işi” için yolda. Trene bindiği andan itibaren Canan, Leyla’nın merakını cezbediyor. Yol boyunca soru yağmuruna tuttuğu genç hemşire sonunda bu trende olma sebebini açıkladığında, iki kadın için de geri dönüşü olmayan bir yolculuk başlıyor. Leyla’nın lise yemeğine gitmesinin altında yatan merak, cesaret, varoluşu sorgulama temaları Canan’ın sırrının ortya çıkmasıyla filmde daha da netlik kazanıyor. Usta yönetmenlik ve oyunculuklarla karşımıza çıkan bu yapım, bu yıl birçok festivalden ödüllerle döndü.

KARANLIK NEHİR, 2017
İngiltere
Yönetmen: Clio Barnard
Oyuncular: Ruth Wilson, Mark Stanley, Sean Bean

Alice, kuzey İngiltere’de çiftlikten çiftliğe dolaşıp koyunları kırparak hayatını kazanan ve meslektaşları arasında saygı gören bir kadın. Babasının ölüm haberi üzerine 15 yıl sonra aile çiftliklerine döndüğünde, sürekli hareket halinde işten işe koşarak kendini meşgul tutarak geçmişin hayaletlerini uzak tuttuğunu anlıyoruz. Yıllardır görmediği kardeşiyle karşılaştığında ve babasının tacizine uğradığı mekanlara geri döndüğünde, unutmaya çalıştığı kötü anılar da yeniden canlanıyor. Daha önceki The Arbor ve Bencil Dev filmleriyle tanıdığımız Clio Barnard bu kez çarpıcı bir sosyal gerçekçi dramla karşımızda.

PERVANE, 2017
İrlanda, Kanada, Lüksemburg
Yönetmen: Nora Twomey
Seslendirenler: Saara Chaudry, Soma Chhaya, Noorin Gulamgau

Yılın en çok konuşulan animasyonlarından Pervane, mükemmel bir kadın işbirliği örneği; Deborah Ellis’in çok satan kitabından uyarlanan, Angelina Jolie’nin yapımcılığını üstlendiği, Nora Twomey’in ilk yönetmenlik denemesi. Afganistan’da 11 yaşındaki Pervane, babası Taliban rejimi tarafından hapsedilince saçlarını kesip bir erkek çocuğu gibi ailesini geçindirmek için çeşitli işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Bir yandan hayatta kalma mücadelesi verirken diğer yandan küçük kardeşini yaşanan travmatik durumlardan uzak tutmak için büyülü hikayeler yaratışını izliyoruz.



SAVAŞTAN SONRA, 2017
ABD
Yönetmen: Dee Rees
Oyuncular: Carey Mulligan, Jason Clarke, Garrett Hedlund

İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermek üzere olduğu yıllarda, Mc Allan Ailesi, Memphis şehrindeki rahat hayatlarını bırakıp Missisippi’de göz alabildiğine çamur ve yokluğun hakim olduğu bir çiftliğe yerleşmek zorunda kalır. Onlarla aynı çiftlikte yaşayan Jackson ailesi ile aralarındaki gerginlik, kölelik sona ermiş olsa da sosyal hayatta tüm şiddetiyle devam eden ırkçılığın birebir yansımasıdır. Her iki ailenin de savaşa gönderilen birer ferdi evlerine döndüklerinde, birbirlerine cilt rengi farklı iki adam olarak değil, ülkelerini birlikte savunmuş ve savaşın travmatik etkilerini çok taze yaşayan iki insan olarak yaklaşırlar. Güçlü oyuncu kadrosuyla da öne çıkan filmin görüntü yönetmeni Rachel Morrison, En İyi Sinematografi dalında Oscar’a aday gösterilen ilk kadın görüntü yönetmeni olarak tarihe geçti.

UZAK EVREN, 2017
Türkiye, ABD, Hollanda

Yönetmen: Shevaun Mizrahi

Uzun yıllar fotoğrafçılık yaptıktan sonra yönetmenliğe adım atan Shevaun Mizrahi imzalı bu ilk uzun metrajlı belgesel, İstanbul’da, zamanın durduğu bir huzurevinin sakinleriyle izleyenleri zamanda büyülü bir yolculuğa çıkarıyor. Bir yandan huzurevinin hemen dışında devam eden inşaat, geleceği, değişimi ve umutları simgelerken, içerdekilerin anlattıkları bizi geçmişe götürüyor. Ermeni Selma çocukluğunun acı dolu anılarını anlatıyor, artık gözleri görmeyen bir fotoğrafçı makinesini kurcalıyor, eski çapkınlardan biri aşklarını hatırlıyor ve hatta Mizrahi’ye evlenme teklif ediyor! Uzak Evren yalnızca odaklandığı kişilerin değil adeta zamanın da bir portresini çiziyor. Altı yıllık bir sürede, Mizrahi’nin tek başına çektiği belgesel, her bir karesi özenle seçilmiş bir masal.

WESTERN, 2017
Almanya, Bulgaristan, Avusturya
Yönetmen: Valeska Grisebach
Oyuncular: Meinhard Neumann, Reinhardt Wetrek, Syuleyman Alilov Letifov

Bir grup Alman inşaat işçisi Bulgaristan kırsalında zorlu bir yol yapım işinde çalışmaktadır. Ancak işleri istedikleri gibi gitmemektedir. Aralarından Meinhard, şeflerinin otoritesine meydan okur ve yerel halk ile yakınlaşarak sıkı dostluklar kurar. Onun bu hareketi her iki tarafın da olabilecek her konuda birbirlerine şüphe ile yaklaşmalarına sebebiyet verecektir. Valeska Grisebach üçüncü uzun metrajlı filminde, iki farklı kültürü barındıran küçük bir topluluktaki yabancılık kavramı üzerinden, erkek egemenliğini ve ekonomik emperyalizmi iğneleyici bir dille eleştiriyor.

7 Haziran 2018 Perşembe

Gürkan Zengin


Gürkan Zengin, Ortadoğu’da olup bitenlere dair siyasi, ekonomik ve askeri gelişmelerin perde arkasında yaşananları okurla paylaşıyor.

Kitabın ilk bölümü, “Çözüm Süreci”ni ve bu süreçte yaşanan dönemeçleri, kritik anları aktarıyor. “Çözüm Süreci Nasıl Çökertildi?” başlığı altında süreci inceleyen Zengin, Türkiye’de hem iç barışı sağlamayı hedefleyen bir sürecin Arap Baharı’nı istismar eden güçler tarafından nasıl çökertildiğini, PKK’nın bu süreçteki tarihi rolünü Türk-Kürt barışı için oynamadığını, bunun yerine yabancı aktörlerin bölge tasarımlarına uygun hareket ettiğini anlatıyor. ‘PKK Suriye’de önüne konulan pastayı Türkiye’deki iç barışa tercih etti’ diyor.

Kitabın “Cemaat: Amerika’ya Hizmet” adını taşıyan ikinci bölümünde 15 Temmuz’u ele alan Gürkan Zengin, FETÖ’nün ABD ile ilişkilerinin geçmişini; ordu ve yargıdaki örgütlenmesini, 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki stratejik hesapları anlatıyor. Yazar, “15 Temmuz’da yaşananlar milletin devletine nasıl sahip çıktığını göstermesi açısından yürek ferahlatıcıydı ama devletin içine düştüğü aczi göstermesi açısından da yürek burkucuydu” diyor.

Arap Baharı’nı, zamanın ruhuna uygun bir isyan dalgası, Ortadoğu halklarının özgürlük ve refah arayışlarının çığlığı olarak gören Zengin, “Bastırılmış olabilir ama sona erdirilemez. Cin şişeden çıkmıştır, isyan dalgası bölgenin geleceğini mutlaka belirleyecektir” diyerek bölgeye dair öngörülerini okurla paylaşıyor. “Sykes-Picot Arayışları” başlıklı son bölümde, yüz yıl önce “böl ve yönet” metodunu kullanarak başarılı olan aktörlerin, yüz yıl sonra yine aynı yola başvurduklarını ve “Yönetemiyorsan daha fazla böl, daha kolay yönet” diyerek bölge üzerindeki politikalarını şekillendirdiklerini vurguluyor.

Gazeteci yazar Gürkan Zengin, Hoca: Türk Dış Politikasında Davutoğlu Etkisi ve Kavga, Arap Baharı’nda Türk Dış Politikası kitaplarının ardından kaleme aldığı Kuşatma: Türkiye’nin Beka Mücadelesi’nde küresel aktörlerin Türkiye planlarını ve bu planlara karşı verilen politik mücadelenin tarihsel koşullarını okura sunuyor.

ARKA KAPAK

‘Şark Meselesi’ esasen bir Türk meselesiydi. Vaktiyle İngiliz başbakanının ifade ettiği gibi Türk’ün Avrupa kıyılarından sökülüp atılması, geldiği yere gönderilmesi, mümkünse tarih sahnesinden silinmesi meselesiydi.

O savaştan yenik çıkan bütün devletlere teslimiyet anlaşmaları imzalatılmış, biri hariç, hepsi uygulanmıştı. Hayata geçiremedikleri anlaşma Türkler için öngördükleri Sevr Anlaşması’ydı.

2000’li yıllarda Batı’nın başında yine bir ‘Türk meselesi’ var. Kuvveti, kudreti yettiğince Batı’nın bölgedeki hesaplarının karşısına dikilen Türkler ve ‘tarihteki rolü’ ile yine bir Türkiye var.

Batılı zihinlerin bölgeye dair tasavvuru Türkiye için pek hayra alamet görünmüyor. Amerikan kartalının bir kanadının altına binlerce tır dolusu silah verdiği PKK’yı, öteki kanadının altına Fethullah Gülen örgütünü alması bunu gösteriyor. Fethullah Gülen örgütü eliyle gerçekleştirilen 15 Temmuz darbe girişimi Amerika’nın Türkiye’ye dair niyetlerini bir kez daha teyit etmiştir.

15 Temmuz’da yaşananlar milletin devletine nasıl sahip çıktığını göstermesi açısıdan yürek ferahlatıcıydı ancak devletin içine düştüğü aczi göstermesi bakımından da o kadar yürek burkucuydu.

Kuşatma, yüz yıl sonra bir kez daha ateşi ve ihaneti gören Türk’ün bu ateş ve ihanetle imtihanını anlatmaktadır.

Gürkan Zengin

1968 yılında Ankara’da doğdu.

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun oldu.

Mesleğe 1988’de TRT Haber Merkezi’nde başlayan stajla adım attı. Çeşitli televizyonların Ankara bürolarında muhabir, editör ve haber müdürü olarak çalıştı. 1997 yılında ATV’de Çiğdem Anad ile birlikte “Son Durak” programını hazırlayıp sundu. 2000 yılında İstanbul’da CNN Türk Haber Merkezi’nde on yıl boyunca Suat Toktaş ile birlikte “Editör” programını hazırladı. 2007-2009 arasında CNN Türk Haber Koordinatörü, 2011-2017 Al Jazeera Türk Haber Direktörü olarak çalıştı.

2010 yılında Türk Dış Politikasında Davutoğlu Etkisi’ni anlattığı Hoca, 2013 yılında Arap Baharı’nda Türk Dış Politikası’nı anlattığı Kavga kitaplarını yazdı.

Evli ve iki çocuk babasıdır.